Latmos ve barındırdığı değerler dünya üzerinde eşi benzeri olmayan güzelliktedir. Doğal, tarihi ve mistik özellikte olan bu güzellikleri korumak ve yaşatmak torunlarımıza karşı olan asli sorumluluğumuzdur. Latmos, insanlığın aç gözlülüğünün tehdidi altındadır ve büyük şirketlerin kar hırsıyla yok olmak üzeredir. Duyarlılığı artırıp Latmos’u hep birlikte ve olanca gücümüzle korumak zorundayız.
Şimdiye kadar birçok eser ortaya çıkaran eğitimci-yazar Hasan Cüneyt Bozkurt da bu duyarlılığın arttırılmasına dikkat çeken isimlerden birisi. Latmos kitabının yazarı ve aynı zamanda Hindistan’da düzenlenen 4. Chennai Uluslararası Film Festivali’nde en iyi belgesel ödülüne değer görülen Latmos Belgeseli’nin senaristi.
Latmos kitabını okurken yazarın Sözcükten Resimler adlı romanını hatırladım. Üç yıl önce yayınlanmıştı. Kitapla ilgili bir yazı kaleme almıştım. Sözcüklerden görüntü yaratmanın inceliklerini anlatıyordu. Latmos kitabı işte öyle bir görsel zenginlik taşıyor.
Paragraflar arasında gezerken Endymion ile Ay Tanrıçası Selene’nin aşkına tanık oluyorsunuz. “Brokoli ormanı gibi bütün dağa yayılmış fıstık çamı ormanlarını, çamların arasındaki gnays kayaları, hamurla oynayan bir çocuğun elinden çıkmış kaplumbağaları, yunusları, kartalları, oraya buraya bırakılmış şekilsiz dev kütleleri, incecik zeminiyle nasıl ayakta durduğunu hala çözemediğiniz apartman kayaları, ayılardan korunmak için uzun kayaların üzerine örülmüş kovanlıkları, kayaları basamaklandırıp agoralar, yamaçları taş plaklarla döşeyip antik yollar yapan adamların ihtiyar suratlı torunlarını, zeytin çuvallarının tepesinde ayaklarıyla yağ çıkaran kadınları, yüksek ırmakların yanaklarına kurulmuş manastırları, Anadolu Parsı avlamak için çatılmış ağır taş düzenekleri” izliyorsunuz.
“Mantar gibi bir başkasının üzerine devrilmiş dev kaya”dan, “gölgenin dağa serdiği örtüyü aralayıp içeri girdiğinizde” duvarda “sekiz bin yıldır çocuğuyla oynayan anne konuşuyor: Bulut illa ki yağacak. İki çatık kaşın altından, öyle korkusuz, öyle başkası, var mı toplamasını bilen?”
“Nefretle kirlenmemiş insanların böyle zamanlarda konuşma diline duyduğu tiksintiyi” yaşıyorsunuz.
“Bildiklerinizin sınırını sese dönüştürebildiklerinizin çizdiği bir kapanmayla göğüs kafesiniz çöküyor.”
Kitabın, Selin Güven ve Şahin Yaldız tarafından çevirisi yapılmış. Karşılıklı Türkçe ve İngilizce metinler şeklinde yazılmış çift dilli bir kitap ortaya çıkmış. Kapak görselinde Yağızhan Çalışkan’ın Latmos için hazırladığı bir tablo var. Üstelik kitap, Selçuk İMKB Anadolu Lisesi’nde performans ödevi olmuş.
Doğası ile tarihi ile mistik yönü ile Latmos, dünya çapında bir yerdir. Tarihsel açıdan Stonehenge’den önce gelir. “İnsan için kültür, vücut için ekmek kadar gereklidir.” der Çiçero. Kim Latmos için bir değer katarsa benim için eşsizdir. Bu nedenle meslektaşım ve hemşerim Hasan Cüneyt Bozkurt’u kutluyor, çalışmalarının devamını diliyorum.
17.04.2017, Aydınpost, Hüseyin Asar