Rus Edebiyatıyla Yeraltı Edebiyatı Arasında Bir Öykü Köprüsü: Galapera, Emre Gizlier

    Hasan Cüneyt Bozkurt’un ilk öykü kitabı Balkondaki Adam, anlatımındaki akıcılık ile dikkat çekiyor. İlk sözcükten itibaren cümleler film şeridi gibi akmaya devam ediyor. Öykülerin sonuna kimi zaman gerilimle kimi zaman ince bir hüzünle ulaşıyorsunuz.
    Kitaba adını veren Balkondaki Adam öyküsü, kurgu açısından başarılı bir öykü. Akıcı ve abartılı benzetmelerden uzak anlatım, öyküye sürükleyicilik katıyor. Sakin başlayan ve sonrasında kafada oluşmaya başlayan soru işaretleriyle öyküye heyecan katan anlatım, yüzünüzde şaşkın bir ifade bırakarak bitiyor.
    Hasan Cüneyt Bozkurt yazılarında sakin bir anlatımı tercih etse de isyan ve sitemi de eksik etmiyor. Mektup adlı eserinde tecrübelerin vermiş olduğu olgunlukla yayın dünyasına yerinde bir gönderimde bulunuyor. Eminim birçok yazar arkadaş bu öyküyü okuduktan sonra kendilerini bulacaklardır.
    Öykülerde yakın zaman toplumsal olaylara da atıflarda bulunuluyor. Bunu Yargı adlı öyküde gayet cesur bir anlatımla görebiliyoruz. Romanlarını yazdığı tarihteki olaylara zoraki ilişkilendirmeler yapılarak bir yazarın trajik durumunu başarılı bir şekilde gözler önüne seriyor.Bir Aletle Bir Kitabın Hikayesi’nde karakterler arasındaki şiirsel geçişler öyküye destansı bir hava veriyor. Karakterler arasındaki geçiş sırasında öyküden hiç kopmuyorsunuz.
    Kucak öyküsü balık pazarında başlıyor ve sonlarında yaşattığı gerilimle eserdeki diğer öykülerden sıyrılıyor. Hasan Cüneyt Bozkurt bu öyküsünde psikolojideki yetkinliğini de başarılı bir şekilde gözler önüne seriyor. Platon-ik öyküsünde ise karakterin iç dünyasında sancılı bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Cümleler birbirine kavuştukça karakterin kendisi oluyor ve onun hissettiklerini, yaşadıklarını bizzat siz de yaşıyorsunuz. Öykü bittiğinde sözcükler arasında yapmış olduğunuz yolculuğu daha derinden hissediyorsunuz.
    Öyküler dile hakim, imgeler dünyasında kaybolmadan dolaşabilen, benzetmeleri yerinde ve dozunda kullanan bir kalemden çıktığını belli ediyor. Kimi öyküler Rus edebiyatından izler taşırken kimileri de yeraltı edebiyatı tadında oluyor. Öykülerdeki psikolojik analizler yüzeysellikten uzak, birikimin olduğunu hissettiren detayları saklıyor.
    Balkondaki Adam daha önce 10:30 (Pupa Yayınları-2012) ve Sözcükten Resimler (Geniş Kitaplık-2014) romanlarıyla bildiğimiz Hasan Cüneyt Bozkurt’un ilk öykü kitabı. Ancak kendisi edebiyat dünyasına öyküleriyle tutunmuş bir kalemdir. Bunu da Balkondaki Adam adlı eseriyle de başarılı bir şekilde göstermiş bulunmaktadır. Öykü yolculuğunda kendisine başarılar diliyorum.

Galapera Fanzin, Emre Gizlier, Kasım 2015